islami hassasiyet
Salı, Kasım 29, 2005
  [islami-hassasiyet] "Örtülü zeki kadın" mı... "Çıplak aptal kadın" mı?

Sabah onu yapar da Vakit durur mu

'Türban iğnesi batıyor' haberinden sonra 'Tesettür kemik erimesi
yapıyor' manşeti ile tepkileri üzerine toplayan Sabah'a Vakit yazarı
Karakaya kendi üslubu ile yanıt verdi:

29 Kasım 2005 09:51

"Örtülü zeki kadın" mı... "Çıplak aptal kadın" mı?

Görüyorsunuz, okuyorsunuz... Televizyon ekranları ve gazete
sayfalarında, "başörtüsü tartışmaları" gırla!.. Yasakçıların
sığındıkları tek argüman şu: "Bir yargıç başörtülü olsa; sanık olarak
da, karşısına mini etekli biri çıksa, karar baştan bellidir!"
Söyleyin Allah aşkına;
Böyle bir mantığı, titri "profesör" bile olsa, bir "dangalak"tan başka
kim ileri sürebilir?..
Öyle bir "dangalak" ki, bu mantığın "mevhum-u muhalifini" düşünmekten
bile aciz!..
Öyle ya, bir de "tersini" düşün be adam;
"Bir yargıç başı açık olsa; sanık olarak da, karşısına başörtülü biri
çıksa" acaba ne olur?..
Biliyorum, şöyle diyecekler:
"Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da hukuka göre karar verir!"
Amenna...
Peki, "başörtülü yargıç"ın da aynısını yapmayacağını nereden
çıkarıyorsun be gerzek?
Demek oluyor ki;
"Asıl niyet" başka!.. Eline fırsat geçse, "kendisi öyle davranacak",
ama aklı sıra "açık vermemeye" çalışıyor!..
O kadar "dangalak" ki, bu sözleriyle "suçüstü" olduğunun farkında bile değil!..

NİYE "KEMİĞE" SARILDILAR?
Her neyse... Konumuz "dangalaklar" değil... "Başörtüsü
tartışmaları"nda yer aldıkları için, şöyle bir değindik, hepsi bu!..
Asıl konumuz, "başörtüsü yasakçılığına destek" vermek için
geliştirilen yeni "argüman"lar!..
İşin doğrusu;
"Başörtüsü özgürlüğü"nü savunanlar "çetin ceviz" çıktı!.. Ortaya
getirilen bütün "bahane"leri, hem de delilleriyle tek tek
çürüttüler!.. Yasakçıların ellerindeki "kozlar"a da "tepeden bakan
pozlar"ına da son verdiler!..
Ellerinde "saldırı malzemesi" kalmadı!..
O halde, "belden aşağı" vurmaya başlamalıydılar!.. "Yumuşak karın"lara
ve "hassas" noktalara vurmalıydılar ki, "beden"ine düşkün kadınlar,
şöyle bir "irkilsin"ler!..
Sabah gazetesi, önceki gün bunu yaptı işte!.. Baktılar ki, ellerinde
"malzeme" kalmadı, bayatlamış "temcit pilavı"nı yeniden sürdüler
sofraya!..
Neymiş; "Tesettür, kemik erimesi yapıyor"muş!!!
Akılları sıra, "sözde doktor"lardan delil de getirip, şöyle dediler:
"Kadınların çoğunda, kapalı giyimden dolayı, güneş ışığından az
yararlanmaya bağlı kemik erimesine rastlandı!"
Hatırlarsınız;
Aynı iddiayı, bir zamanlar "Netekim Evren" de dillendirmiş ve demişti ki;
"Başını örten kadınların zekâsı gelişmez!"
O da, "güneş ışığı"na dayandırmıştı iddiasını!..

SEFA HOCA'DAN SON NOKTA
Ne var ki;
"Hekim"liğine güvendiğim, "araştırma"larına itibar ettiğim Doç. Dr.
Sefa Saygılı, oynanmak istenen oyunu, "tek cümlede" bozdu!..
Dedi ki;
"Kemik erimesinin oluşmaması için; bir cildin, haftada iki gün
yarımşar saat el ayası büyüklüğünde güneş görmesi yeterlidir. Vücudun
herhangi bir parçası güneşi görebilir. Yüz olabilir, eller ve ayak
olabilir. Başını örten kişilerin yüzü ve ellerinin açık olması, kemik
erimesini engellemeye yeterlidir."
Ve sordu:
"Kemik erimesi, insan hayatının tabii bir sürecidir.. İlaç firmaları,
kemik erimesini özellikle abartıyorlar!.. Çünkü, ortada büyük bir
pazar var ve bu pazarda büyük paralar dönüyor!.. Medya da, maalesef
buna alet oluyor!..
Ama, asıl sorulması gereken soru şu: Kemik erimesi olayını öne çıkaran
medya; insanların çıplak olmasından dolayı oluşan cilt kanserleri
hakkında niye yayın yapmıyor?"
Evet, niye yayın yapmıyorlar?..
"Plaj"larda oluşan ve son derece "itici bir görüntü" arz eden
"kahverengi benek"leri niye yazmıyorlar?..
Yazarlar mı hiç?..
O zaman, kadınlar "örtünmeye" başlar!.. Örtününce de; "röntgencilik"
biter!.. Dahası, "Soy oğlum soy!.. Daha çok kadın soy ki; tirajımız
patlasın!" diyen Zafer Mutlu'lardan mahrum kalır Türkiye!..

"ÇIPLAKLIK, APTALLAŞTIRIYOR!"
Aslına bakarsanız, özellikle Sabah'ın böyle bir haber vermesini
yadırgadım!.. Çünkü, aynı Sabah; tam 6 sene önce "bugünkünün tam
tersi" bir haber vermişti!..
Hayır, "çıplaklığın cilt kanserine yol açtığını" değil!.. Ondan da
ileride bir haber!..
Diyorlardı ki;
"Çıplaklık, kadınları aptallaştırıyor!"
Ne o, şaşırdınız mı?..
"Dahasını" yazıyordu Sabah;
"Aptal kadınlar çıplaklaşmıyor,
Çıplak kadınlar aptallaşıyor!"
Evet, aynen bunları yazıyorlardı!.. Hadi, tarihini de vereyim: 23
Nisan 1999'da... Yerini de söyleyeyim: "16. sayfa"larında!..

ÖRTÜN, PROBLEMİ ÇÖZ, YA DA SOYUN, GERZEKLEŞ!
Bugün "Tesettür kemik erimesi yapıyor" diyen Sabah, bakın 23 Nisan
1999'da neler yazmış;
"İnsanlık 2000'li yılların eşiğinde bir büyük meselesini daha çözdü.
Bilim adamlarının bulgularına göre, sanıldığının aksine aptal kadınlar
çıplaklaşmıyor, çıplak kadınlar aptallaşıyor.
Bu sonuca, toplam 350 gönüllü kadın ve erkeğe zeka testleri uygulayan
iki Amerikalı psikolog ulaştı. Barbara Frederickson ve Tomi-Ann
Roberts adlı psikologlar deneklere, matematik sorularının ağırlıklı
olduğu testler uyguladılar.
Kadın ve erkek denekler bir defa tam giyimli olarak ve bir defa da
mayo-bikini giymiş olarak testlere tabi tutuldular.
Şok sonuç: Çıplak ya da çıplağa yakın derecede giyimli kadınların
zihinsel yeteneklerinde ani bir düşüş görüldü. Giyimli halde en zor,
girift denklemleri çözebilen kadınların, bikini giymiş haldeki
performansları vitrin mankenlerini aratıyordu.
Erkeklerin zeka seviyeleri ise giyimli olup olmadıklarından etkilenmiyor."

KADIN "APTAL" OLMALI Kİ!!!
Noktasına ve virgülüne dahi dokunmadan, aynen aktardım haberi!..
Gördüğünüz gibi;
Kadınlar, "çıplaklaştıkları" oranda aptallaşıyor!.. "Giyimli"
oldukları oranda ise, "en zor ve en girift problemleri çözebiliyor!"
Evet; "çıplak" ya da "çıplağa yakın açıklıkta" olduğunda "zekâ
erimesi" başlıyor!..
Bu olay üzerinde, uzun uzun "tahlil"ler yapılması gerekir diye
düşünüyorum!.. Bana göre; en önce kadınların "çıplaklığa isyan" etmesi
lâzım!..
Çünkü efendim;
Çıplaklığı "özgürlük" diye sunan erkeklerin, aslında "aptal kadın"
istedikleri gibi bir sonuç çıkıyor ortaya!..
Öyle ya;
Kadın "çıplak" olduğunda; aynı zamanda "aptal" da olacağı için merhum
Osman Yüksel Serdengeçti'nin ifadesiyle "kafeslemek" kolay!..
"Başörtüsü yasağı"nda niye ısrar ettikleri şimdi daha iyi anlaşılıyor!..
Çünkü, "başörtülü" kızlar, "zekâ kaybı" yaşamadıkları için; "başarılı"
oluyorlar ve "derece" yapıp, "birincilik kürsüleri"ne çıkıyorlardı!..
Oysa, "göz zevkleri bozulan erkekler" için; "kadın" dediğin "kürsüde"
değil, "yatakta" olmalı!..
Yaaa, şimdi anladınız mı "Vehbi'nin kerrakesi"ni?!?
Adamların, "dinsel simge"ye saldırıp, "cinsel simge"ye kucak açmaları
boşuna değilmiş meğer!..
Sabah öyle yazıyor ha;
"Çıplaklık, kadınları aptallaştırıyor!"
Demek oluyor ki;
Ortalıkta "aptal kadın" sayısı hayli azaldı!.. Bu yüzden de, "tesettür
kemik erimesi yapıyor" iddiasını ortaya atıp; akılları sıra "aptal
kadın sayısının artmasını" sağlayacaklar!..
Onlar da haklı birader;
"Çıplak" pozlar veren "aptal"lar olmasa, sayfalarını nasıl dolduracaklar?..
Ve de "ne" satacaklar?!?
En büyük "sermaye"leri, çıplak kadınlar!..

Tiryakilere karşı şarapseverler!
Şunu, bir türlü anlayabilmiş değilim: "Sigara yasağı
yaygınlaştırılmaya" çalışılırken "alkol içme özgürlüğü" niye teşvik
ediliyor!..
"Laikliğin beşiği Fransa'da" bile, "şarap" şişelerinin üzerine
"sağlığa zararlıdır" yazılması tartışılırken, "Fransa yoldaşı
Türkiye"de, alkole gösterilen bu "sınırsız hoşgörü" acaba niye?..
Öyle ya; alkol içenlerin çocukları ya "zekâ özürlü" ya da "beden
özürlü" oluyor!.. Açıkçası, "sakat" doğumların çoğu, "alkol"den!..
İçenlerin çoğu da, zaten "ayyaş!"
Ne yani; "sigara" zararlı da, alkol "faydalı" mı?.. Yoksa, medya
kurmaylarının çoğu "şarapsever" olduğu için mi kopuyor bu curcuna?..
Anlayamadım gitti!..

Hasan Karakaya / 29.11.2005 / Vakit

 




<< Home

ARCHIVES
Kasım 2005 / Aralık 2005 / Ocak 2006 / Şubat 2006 / Mart 2006 / Nisan 2006 / Mayıs 2006 / Haziran 2006 /


Powered by Blogger