.
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: Cum`a günü olunca mescidin kapıların kapıda melekler bulunur. Onlar mescide ilk gelenleri birinci, (ikinci, üçüncü gelenleri sırasına göre) yazarladan herr. Hatip minbere oturunca sahîfeleri dürerler ve saflar arasına gelerek hutbeyi dinlerler.
Arkadaslar Merhaba, Asagidaki linke tiklayarak 100 milyon mesaj projesine katilabilirsiniz. Sadece cep telefonunuza sponsor firmalardan 20 mesaj aliyorsunuz (mesaj gonderimi ucretsizmis) Bu destekle her cep numarasi icin 9 adet mese agaci dikiliyormus. Bu kampanya Tema Vakfi ile isbirligi icerisinde yapiliyormus. www.smsmese.org |
Aðaç dikme konusunda bazý Hadis-i Þerifler :
|
|
Günün Ayet-i Kerime Meali |
ENFAL SURESÝ 2- Gerçek müminler ancak o müminlerdir ki, ALLAH anýldýðý zaman yürekleri ürperir, âyetleri okunduðu zaman imanlarýný arttýrýr. Ve bunlar yalnýzca Rablerine tevekkül ederler. |
Günün Hadis-i Þerif Meali |
Abdullah Ýbni Amr Ýbni Âs radýyallahu anhümâ Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemi þöyle buyururken dinlediðini söylemiþtir: Kim bana bir defa salâtü selâm getirirse, bu sebeple Allah Teâlâ da ona on misli merhamet eder. Müslim, Salât 70. Ayrýca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 26; Tirmizî, Vitir 21; Nesâî, Ezân 37, Sehv, 55. |
Günün Duasý |
Allahým! Ben kendime çok zulmettim. Günahlarý baðýþlayacak ise yalnýz sensin. Öyleyse tükenmez lutfunla beni baðýþla, bana merhamet et. Çünkü affý sonsuz, merhameti nihayetsiz olan yalnýz sensin... Âmîn... Âmîn... Âmîn... |
Günün Sözü |
"Müminin ahlâký, zenginlikte iktisâd, geniþlikte þükür, belâ ve musîbet zamânýnda sabýrdýr." Hasan-ý Basrî (k.s) |
Selam Abdüssamet kardeşim dua istemişsin bizden,sevgili kardeşim ömrün neşe bolluk ve imanla geçsinbu benim sana temennim,bizlerde günahkar kullarız,ancak şunların bilinmesinde fayda var,kişi büyüklerine,insanlara gösterdiği saygıyı Allaha göstermiyor,Allaha saygı sözünde durmaktır,her namazda aflar dilenir tevbe edilir,sonrasında yine sanki hiç dua etmememiş sanki hiç af dilememiş sanki hiç tevbe etmemiş gibi eski hale dönülür,bunun nedeni kişilerin;dinlerine,Allaha karşı ciddiyetsiz ve samimi olmamalarıdırkardeşim!!unutmamalı ki her namaz bir temizleniştir,bizler söz vermenin ne demek olduğunu anlarsak anlamaya gayret edersek sanırım başarılı oluruz,kalınız selametle
----- Özgün İleti -----
Kimden : islami-hassasiyet@googlegroups.com
Kime : islami-hassasiyet@googlegroups.com
Gönderme tarihi : 29/03/2006 8:28
Konu : [islami-hassasiyet] Re: Ynt: [islami-hassasiyet] s.a. DUA talebi
arkadaşlar günahlarımdan kurtulmam için bana bir dua edermisiniz .hepinizden "ALLAH razı losun
____________________________________________________________________________
İnternete Taşınmak İçin Yeterince Beklemediniz mi? Alan Adı + 10 MB Web Alanı + 3 Email Adresi Yıllık Sadece 79 YTL
Selam,Allahın affı bizlerin üzerine olsun,değerli arkadaşlar bu gün Allaha saygıdan söz etmek istedim;gözleriyle görmeden Allahın varlığına delilleriyle inanıp saygı duyarak yaşamak,işte bu varyainsanı insan yapan değer.Allahı gözlerimizle görmeden varlığına delil olanlara inanıp Allahın hikmetlerledolu emir ve yasaklarına riayet etmek ne güzel,ne hoş.Kuranı anladığı yada anlamadığı dilden okumak O'nunla konuşmak sanki,ancak en güzelide anladığıdilden okumak sanırım,bizler büyüklerimizi gördüğümüzde kendimizi toparlarız,saygıdırhayatımızın anlamını kavradığımızda ise Allaha saygımız çok daha da fazla artar,artmalıküfür etmeye çekinir insan,başkalarından utanır bazen,oysa,her an,hazır ve nazır olandan utanmalı,başkalarının yanında yapmaya utandığı şeyleri,Allahın hazır ve nazırolduğunu düşünerek yapmamalı,yapmaya utanmalı.Allah sayğı duyulmaya en layık olandır,yapmamız gereken samimiyetsiz,ciddiyetsiz değil,aksine samimi bir müslüman olmaya çalışılmalı,bizim sorunumuz dinde samimiyetsizlik ve Allaha karşı saygıyı unutmamızdır,Selam ile.
____________________________________________________________________________
İnternete Taşınmak İçin Yeterince Beklemediniz mi? Alan Adı + 10 MB Web Alanı + 3 Email Adresi Yıllık Sadece 79 YTL
9- Ey inananlar! Cuma günü namaz için çağrıldığı(nız) zaman, Allah'ı anmaya koşun, alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.
10- Namaz kılındıktan sonra yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan (nasibinizi) arayın. Allah'ı çok anın ki kurtuluşa eresiniz.
cuma (9-10)
____________________________________________________________________________ İnternete Taşınmak İçin Yeterince Beklemediniz mi? Alan Adı + 10 MB Web Alanı + 3 Email Adresi Yıllık Sadece 79 YTL |
----- Özgün İleti -----
Kimden : islami-hassasiyet@googlegroups.com
Kime : islami-hassasiyet@googlegroups.com
Gönderme tarihi : 29/03/2006 8:28
Konu : [islami-hassasiyet] Re: Ynt: [islami-hassasiyet] s.a. DUA talebi
arkadaşlar günahlarımdan kurtulmam için bana bir dua edermisiniz .hepinizden "ALLAH razı losun
____________________________________________________________________________ İnternete Taşınmak İçin Yeterince Beklemediniz mi? Alan Adı + 10 MB Web Alanı + 3 Email Adresi Yıllık Sadece 79 YTL |
Günün Ayet-i Kerime Meali
TEVBE SURESİ
18- ALLAH'ın mescidlerini, ancak ALLAH'a ve ahiret gününe inanan, namazı kılan, zekatı veren ve ALLAH'dan başkasından korkmayan kimseler imar ederler.
İşte hidayet üzere oldukları umulanlar bunlardır.
Günün Hadis-i Şerif Meali
ALLAH Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Akıllı kişi, nefsini hesaba çekip, ölümden sonrası için çalışandır.
Aciz olan ise, kendini boş istek ve heveslerine uydurup, ALLAH'tan dileyip bekleyendir."
Şeddâd radıyallahu anh. Tirmizî.
Günün Duası
Ey kalpleri çeviren ALLAH' ım, kalplerimizi dinin üzere sabit kıl, İslam' a ve Müslümanlara yardım eyle; Bizlere razı olacağın ameller işlemeyi,
iman üzere yaşayıp iman üzere ölmeyi, hayırlara vesile olmayı nasip eyle.
Âmîn... Âmîn... Âmîn...
Günün Sözü
"Bid'at sâhibi ile oturup kalkmayınız. Çünkü o, kalbi hasta eder."
Hasan-ı Basrî (k.s)
---------------------------------
Talk is cheap. Use Yahoo! Messenger to make PC-to-Phone calls. Great rates starting at 1¢/min.
Günün Ayet-i Kerime Meali |
TEVBE SURESİ 18- ALLAH'ın mescidlerini, ancak ALLAH'a ve ahiret gününe inanan, namazı kılan, zekatı veren ve ALLAH'dan başkasından korkmayan kimseler imar ederler. İşte hidayet üzere oldukları umulanlar bunlardır. |
Günün Hadis-i Şerif Meali |
ALLAH Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Akıllı kişi, nefsini hesaba çekip, ölümden sonrası için çalışandır. Aciz olan ise, kendini boş istek ve heveslerine uydurup, ALLAH'tan dileyip bekleyendir." Şeddâd radıyallahu anh. Tirmizî. |
Günün Duası |
Ey kalpleri çeviren ALLAH' ım, kalplerimizi dinin üzere sabit kıl, İslam' a ve Müslümanlara yardım eyle; Bizlere razı olacağın ameller işlemeyi, iman üzere yaşayıp iman üzere ölmeyi, hayırlara vesile olmayı nasip eyle. Âmîn... Âmîn... Âmîn... |
Günün Sözü |
"Bid'at sâhibi ile oturup kalkmayınız. Çünkü o, kalbi hasta eder." Hasan-ı Basrî (k.s) |
____________________________________________________________________________ İnternete Taşınmak İçin Yeterince Beklemediniz mi? Alan Adı + 10 MB Web Alanı + 3 Email Adresi Yıllık Sadece 79 YTL |
----- Özgün İleti -----
Kimden : islami-hassasiyet@googlegroups.com
Kime : islami-hassasiyet@googlegroups.com,tolgay@googlegroups.com,beyzade@googlegroups.com,tevhid@googlegroups.com,Risale-i-nur@googlegroups.com,ribat@googlegroups.com,damlalar@googlegroups.com,islamsohbetgrubu@yahoogroups.com,huzuriklimi@googlegroups.com,huzurpinari@yahoogroups.com,iqra@mynetgrup.com
Gönderme tarihi : 29/03/2006 16:07
Konu : [islami-hassasiyet] LÜTFEN dikkat(huzur iklimi)
SELAMUN ALEYKUMArkadaşlar lütfen gönderilen mesajlara dikkaat edelimlütfen haramlara günahlara göz yummayalımSon günlerde gönderilen mesajlar iyice kötü boyutlardaLütfen içinde haram günah bidat sapıklık bulunan mesajları göndermeyelimlütfen müslümanların yarına olacak haram boyutu olmayan bilgiler gönderelimhala anlayamıyorum bu İSLAM ile ilgili bir gurupbu gurupta Cengiz kurtoğlunun , serdar oratçın yada diğer küfür ehli sanatçıların neişi var yabu adamlar kadere isyan eden kimisi cenneti küçük gören şarkıları küfür dolu olan fasıklar.Yarı çıplak resimlerin saçma sapan videoların burda neişi var ya.Arkadaşlar küfre rıza gösteremeyiz.İçinde şirk olan mesajlar göndermeyin şirk günahların en büyüğü zirvesi.aman dikkatLütfen bu konuda uyarılarımızı yapalım ben bu konuda daha önce yazdığım için kimi arkadaşlarbana eleştiri yaptı ama yine ben kendimin haklı olduğunu düşünüyorum
____________________________________________________________________________ İnternete Taşınmak İçin Yeterince Beklemediniz mi? Alan Adı + 10 MB Web Alanı + 3 Email Adresi Yıllık Sadece 79 YTL |
BiR KiSSA, BiN HiSSE
Gülün kokusunu unutan adam
iri yari bir adam bir gün güzel koku satanlarin pazarina gelince akli basindan gitti, yere yikilip bayildi, yol ortasina bir ölü gibi serilip kaldi. Halk basina üsüstü. Kimi kalbini yokluyor, kimi yüzüne gül suyu döküp duruyordu. Bilmiyorlardi ki, adamcaGiz zaten gül kokusundan bayilmisti.
Kimi bileklerini ovuyor, kimi basini ovuyor, kimi öd aGacina seker karistirarak tütsü yapiyor, kimi elbiselerini çikarip üstünü hafifletiyordu.
Birisi nabzini yokluyor, öbürü aGzini kokluyor, sarap mi içti, esrar mi çekti, afyon mu yuttu, anlamaya çalisiyorlardi.
Bir türlü adamin neden bayildiGini anlamayan halk, sasirip kaldi. Son çare olarak akrabalarina haber vermeye karar verdiler. Adamin akilli ve anlayisli bir kardesi vardi. AGabeyinin bayildiGini duyar duymaz yanina biraz köpek pisliGi alarak kosup geldi. Çünkü kardesi köpek bakicisiydi. Köpek pisliGi kokusunu seviyordu. Gül kokusunu duyunca bu yüzden bayilmisti.
Kardesinin yanina varinca, gizlice köpek pisliGini burnuna götürerek koklatti. Koklatir koklatmaz, adam ayilarak kendine gelmeye basladi. Halk sasirdi. Önce, "Bu ne büyük efsundur!" dediler.
Fakat, efsun dedikleri seyin köpek pisliGinden ibaret olduGunu görünce, bir kat daha sasirdilar.
Akilli kardes açiklama yapti:
"Adam gülün kokusunu unutmus! Köpek pisliGini misk-i amber zannediyor!"
---------------------------------
Talk is cheap. Use Yahoo! Messenger to make PC-to-Phone calls. Great rates starting at 1¢/min.
____________________________________________________________________________ İnternete Taşınmak İçin Yeterince Beklemediniz mi? Alan Adı + 10 MB Web Alanı + 3 Email Adresi Yıllık Sadece 79 YTL |
| ||||||
| | |||||
| Günün Ayet-i Kerimesi Bu Allah'ın lutfudur ki, onu dilediğine verir. Allah büyük lutuf sâhibidir. (Cum'a 4) | | ||||
Günün Hadis-i Şerifi
| ||||||
Günün Sözü Hakkı söyleyin, kötülüğü engellemeye çalışın. Hiç kimseye gücünüz yetmese bile, hiç olmazsa ailenize çoluk-çocuğunuza, akrabanıza sahip çıkın, Allah'ın dinine yardımcı olun. Prof. Dr. M. Es'ad COŞAN (Rh.A) | | |||||
| ||||||
|
Günün Ayet-i Kerime Meali |
TEVBE SURESÝ 18- ALLAH'ýn mescidlerini, ancak ALLAH'a ve ahiret gününe inanan, namazý kýlan, zekatý veren ve ALLAH'dan baþkasýndan korkmayan kimseler imar ederler. Ýþte hidayet üzere olduklarý umulanlar bunlardýr. |
Günün Hadis-i Þerif Meali |
ALLAH Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Akýllý kiþi, nefsini hesaba çekip, ölümden sonrasý için çalýþandýr. Aciz olan ise, kendini boþ istek ve heveslerine uydurup, ALLAH'tan dileyip bekleyendir." Þeddâd radýyallahu anh. Tirmizî. |
Günün Duasý |
Ey kalpleri çeviren ALLAH' ým, kalplerimizi dinin üzere sabit kýl, Ýslam' a ve Müslümanlara yardým eyle; Bizlere razý olacaðýn ameller iþlemeyi, iman üzere yaþayýp iman üzere ölmeyi, hayýrlara vesile olmayý nasip eyle. Âmîn... Âmîn... Âmîn... |
Günün Sözü |
"Bid'at sâhibi ile oturup kalkmayýnýz. Çünkü o, kalbi hasta eder." Hasan-ý Basrî (k.s) |
> >> >> >> Hep kendi kendime sormusumdur Ispanya > >> >>ligindeki maclari izlerken > >> >> >> neden bu Deportivo'nun sahasinda hep > >> >>bir türk bayragi asili kale > >> >> >> arkasinda > >> >> >> diye. Sonunda > >> >>ögrendim ve cok hosuma gitti :-) > >> >> >> Deportivo La Coruna´nin kale > >> >>arkasindaki Turk bayraginin anlami, > >> >> >> Galesia bolgesinin > >> >>takimidir, eskiden Türklerin orada yasadigi > >> >> >> rivayet > >> >>edilir! > >> >> >> Deportivo'lu taraftarlar ile Celta >Vigo´lu > >> >>taraftarlar > >> >> >> birbirlerini hic sevmiyorlarmis. Asagi yukari 20 yil > >> >>önce Celtali'lar > >> >> >> bu nedenle > >> >> >> Deportivo'lulara Türk > >> >>demeye baslamislar, ama hakaret anlaminda. > >> >> >> Ama > >> >> >> > >> >>Deportivo'lu taraftarlar bunu hic hakaret diye algilamamislar. > >> >> >> > >> >>Hatta kendi deyimleri ile ´Türk gibi güclü´ görünmekten cok > >> >> >> > >> >>hoslanmislar. Iste bu yüzden her maclarinda en az 1 Türk bayragi > >> >> >> > >> >>aciyorlar. Bir daha ki baktiginizda dikkat edin, yüzde yüz > >> >>görürsünüz. > >> >> >> Ekte de Deportivo'nun yunan Panathinaikos >takimini > >> >>karsilama > >> >> > görüntüsü > >> >> >> var...muhtesem bir > >> >>görüntü >
____________________________________________________________________________ İnternete Taşınmak İçin Yeterince Beklemediniz mi? Alan Adı + 10 MB Web Alanı + 3 Email Adresi Yıllık Sadece 79 YTL |
Etrafında gördüğün ne varsa hepsi Allah'ın dır lütfen böyle Allah'ın sopası yok (haşa)gibi cahiliye terimlerini kullanmayalım ayrıca gönderdiğiniz bu klip çok çirkin lütfen müslümanların yararlanacağı şeyler gönderin
Eskici Baba | ||||
---|---|---|---|---|
Eskici babanın ebedi istirahatgâhı -Neden ağlıyorsun? --Karım evden kovdu? -Kimsin Sen? --Ben mi? Eskici Baba! şu köşedeki küçücük dükkanda... Beni hiç görmedinmi? -Gördüm. Ben kimim. biliyormusun? --Şeyh Üftade'sin. Seni tanımayan varmı? -Neden evden kovuldun? --Hacca gidemediğim için... Karım hacı karısı olmak istiyor... Yıllardır başımın etini yer, ama ben fukara bir eskiciyim, iki kuruşu bir araya getiremiyorum ki! -Şimdi hacca gitmek istermisin? --Neye yarar? Yarın hacılar Arafat'ta olacaklar, onlara yetişmemin imkânı yok ki! - İstersen sen de yarın Arafat'ta olabilirsin. --Benimle şaka etme üftade! -Hayır , şaka etmiyorum, kapa gözünü! Haydi Allah selamet versin! Davacı kadını, Bursanın en ünlü kadısı Aziz Mahmut Hüdaî Efendinin önüne getirdiler; nefes almadan belki bir saat konuştu. "Artık bu adamla oturamam Kadı Efendi!" diyordu. "Kurban bayramından iki gün evvel Bursa'da olduğunu herkes biliyor. Halbuki ona sorun Hacca gitmiş, Arafat'a çıkmış, şeytan taşlamış, zemzemler, sürmeler getirmiş... beni aldatıyor, nasıl gidermiş? Bir alayda yalancı şahit bulmuş. Hepsi , Eskici Baba orada bizimle beraberdi diye yemin üstüne yemin basıyorlar. Kadı Şahitleri dinledi: Evet! Eskici Baba Hicaz'a gitmiş hacı olmuştu. Bursa'daki şahitleri dinledi:Evet Eskici Baba Kurban bayramından iki gün evvel Bursa'daydı. Bursa'nın ünlü kadısı şahitlerin sözüne göre , Eskici Babayı Hac yapmış kabul ederek kadının boşanma isteğini geri çevirdi. Fetvayı vermişti ama bu işte anlayamadığı bir yan vardı. Zaten son zamanlarda her işte ona iki yan görünüyordu; bir akıl erdirebildiği , bir de akıl erdiremediği yan! Bilgindi, develer yükü kitap okumuştu. Aklı herşeye erer zannediyordu. Fakat bir gece rüyasında cehennemi görmüş , rahatını huzurunu kaybedivermişti. O günden sonra Ferhadiye medresesinde kürsüdeyken ya da bir davayı halle uğraşırken aklına gelse soğuk terler döküyordu. Bozulmuş düzenini yerine getirecek, kaybettiği huzurunu ona geri verecek bir şey arıyordu. Bu aradığı neydi? kimdi? sorsanız ünlü kadı cevabını veremezdi. Aziz Mahmut Efendi, Eskici Baba'yı dükkanında buldu: -Bana bak eskici! Diye başladı. "Fetvayı aldın. Şahitlerin seni kurtardı Şimdi söyle bakalım bu işin iç yüzünde ne var?" Eskici saflık kapısından girdi, hangi işti, ne olabilirdi? iç yüzü filan yoktu... diye kem küm etti , kadıyı kandıramadı. İnkar kapısından girdi: gittim işte geldim işte... diye kem küm etti. kadıyı kandıramadı.Yalanı, dolanı beceremezde... Oturdu, o sabah ezanı başına gelenleri bir bir anlattı. Lakırdısının sonu yarım kalmıştı. Kadı Üftade'nin adını duyunca yerinden fırladı. Aradığı oydu işte! Daha adını duyar duymaz gönlüne bir aydınlık gelmiş,kalbinin üstündeki ağır yük kalkmıştı. Şeyh üftade , Aziz Mahmut Hüdai'yi dinledi, dinledi, dinledi. sonra nazlı nazlı boynunu büktü: "Yazık Kadı Efendi!" dedi "Yalış kapı çaldın. Burası yokluk kapısıdır, biz yokluk kapısının kuluyuz. Sen ise varlık kapısının adamısın, ikimiz bağdaşamayız. Senin ilmin var bilgin var şanın, şerefin, malın, mülkün... kısaca Allah'tan başka her şeyin, yani dünyan varç Bizim hiç, hiç bir şeyimiz yok! Allah'tan başka! Aziz Mahmut'un gözlerinden iki sira yaş iniyordu. "Her şeyimi, bu kapının önünde bırakıyorum. Şanımı şerefimi, malımı, mülkümü... her şeyimi. Yeter ki sen elini üzerimden çekme!" dedi. Ertesi gün ve daha sonraki günler Bursa Şer'iye mahkemesi'nin en ünlü kadısı , görevi başına gelmedi, makamı boş kaldı. İşini gücünü, kitabını defterini, adını şanını birakmışbir aba bir asâ, Üftadenin kapısına kul olmuştu. Halkın nazarında velî ile deli arasında büyük fark yoktur. Aziz Mahmut Hüdai'nin adı tez vakitte Bursa'da Deli Kadı oluverdi. Şehir çelkalandı, çalkalandı, günlerce bu olayı konuştu. Sonra her zaman olduğu gibi usandı, peşini bırakıverdi. Mürşid ve mürid baş başa, can cana kaldılar. Aziz Mahmut Hüdai mürsidini aştan üstün bir duyguyla seviyordu. Develer yükü kitabın ona öğretemediğini Üftade'nin bir bakışı öğretiyor, gönlünden geçen bir sualine bin cevap birden geliyor, müşküller müşkülden çözülüyor, imkânsızlar mümkün oluyordu. Üftade mürüdine "Hakkı sevmek ancak Khalkı sevmekle mümkün olur" diye öğretiyordu. "Her zerrede Hakkı göreceksin, Her zerreye Hak muamelesi yapacaksın, başka yolu yoki bu böyledir." Aziz Mahmut , Hak tecellisiyle içi nur kesilmiş, mürşidinin yüzüne baktıkça gerçekten Hakkı görüyor ve "Ne doğru söylüyor" diyordu. Bir kış sabahıydı, gözlerini açtı ki mürşidin abdest alma vakti gelmiş , ama o abdest suyunu ısıtmaya geç kalmıştı. Bu gafletini affedemedi, ateş yakmaya vakit yoktu, bakır ibriği kalbinin üstüne koydu cübbesiyle sardı, içten zikre başladı"Allah! Allah!" diye inliyor, suyu ateşiyle ısıtmaya çalışıyordu. Üftade abdest alırken başını kaldırıp eline su döken ünlü Kadı'ya baktı. " Aziz'im!" dedi, "Bu su odun ateşiyle ısınmış suya benzemiyor, aşkının ateşiyle kaynamış bu su... Bizide yaktı." |
____________________________________________________________________________ İnternete Taşınmak İçin Yeterince Beklemediniz mi? Alan Adı + 10 MB Web Alanı + 3 Email Adresi Yıllık Sadece 79 YTL |
____________________________________________________________________________ İnternete Taşınmak İçin Yeterince Beklemediniz mi? Alan Adı + 10 MB Web Alanı + 3 Email Adresi Yıllık Sadece 79 YTL |
|
____________________________________________________________________________ İnternete Taşınmak İçin Yeterince Beklemediniz mi? Alan Adı + 10 MB Web Alanı + 3 Email Adresi Yıllık Sadece 79 YTL |
Hazret-i Resulullah (s.a.v)'ten Öğüt, Hikmet, Züht ve Benzeri
Konularda Nakledilen Sözler
Hz.RESULULLAH (s.a.a)'İn Hz. ALİ (a.s[2])'a VASİYETİ
Ya Ali, Allah'ı gazaplandıracak (bir şeyle) hiçbir kimseyi razı
etmemen, Allah'ın (sana) verdiği bir şeyden dolayı başkasını övmemen,
Allah'ın senden esirgediği bir şeyden dolayı da kimseyi yermemen
yakine ermenin alametidir. Çünkü rızık, ihtirasla elde edilemeyeceği
gibi, rağbetsizlikle de önlenemez.
Allah-u Teâla, kendi hikmet ve lütfü gereği rahatlık ve mutluluğu
yakinde ve (kaza ve kadere) rıza göstermekte; gam ve üzüntüyü ise,
şüphe ve hoşnutsuzlukta karar kılmıştır.
Ya Ali, cahillikten daha kötü bir fakirlik, akıldan daha faydalı bir
servet, bencillikten daha korkunç bir yalnızlık ve istişareden da-ha
iyi bir yardımcı yoktur; hiçbir akıl da tedbir almak kadar yararlı
değildir. Güzel ahlak gibi soy sop ve şükür gibi de ibadet yoktur.
Ya Ali, sözün âfeti yalan, ilmin âfeti unutmak, ibadetin âfeti
ihmalkârlık, cömertliğin âfeti minnet, yiğitliğin âfeti zulüm,
güzelliğin âfeti bencillik ve soyluluğun âfeti ise onunla övünmektir.
Ya Ali, sürekli doğru konuş; ağzından hiçbir zaman yalan çıkmasın;
kesinlikle hıyânete yeltenme; Allah'tan O'nu görüyormuşçasına kork;
malını ve canını dinine feda et; iyi ahlak edin ve kötü ahlaktan
kaçın.
Ya Ali, Allah'ın en çok sevdiği amel şu üç haslettir: Allah'ın farz
kıldığı şeyleri yerine getirmek; bunu yapan kimse, halkın en
âbitlerindendir. Allah'ın haram kıldığı şeylerden uzak durmak; böyle
yapan kimse de halkın en sakınanlarındandır. Allah'ın verdiği rızka
razı olmak; böyle olan kimse de halkın en zenginlerindendir.
Ya Ali, üç şey yüce ahlaktandır: Seninle ilişkisini kesen kimse ile
ilişki kurman, senden esirgeyene bağışta bulunman ve sana zulüm edeni
affetmen.
Ya Ali, üç şey kurtarıcıdır: Dilini tutman, günahına ağlaman ve (kötü
insanlarla muaşeretten uzak kalmak için) evinde oturman.
Ya Ali, şu üç haslet âmellerin en başında gelir: (Kendi menfaatin
bile söz konusu olduğu yerde) halka karşı insaflı davranman; mü'min
kardeşinle eşitlik gözetmen ve Allah'ı her halükârda hatırlaman.
Ya Ali, üç kimse Allah'ın misafiridir: Mü'min kardeşini Allah rızası
için ziyaret eden kimse; böyle birisi Allah'ın ziyaretçisidir.
Ziyaretçisini ağırlamak ve istediğini ona vermek, Allah'a düşen bir
haktır. Namaz kıldıktan sonra, daha sonraki namaz vaktine dek takibât
(zikir, dua, Kur'an okumak vb...) ile meşgul olan kimse; böyle birisi
Allah'ın misafiridir ve misafirini ağırlamak Allah'a düşen bir haktır.
Bir de hacca ve umre'ye giden bir kimse; onlar da Allah'a doğru giden
kimselerdir ve kendisine gelen kimseyi ağırlamak Allah'a düşen bir
haktır.
Ya Ali, üç şeyin hem dünyada hem de, âhirette mükâfatı vardır: Hac,
fakirliği giderir; sadaka, belaları defeder ve sıla-i rahim
(akrabalara iyilikte bulunmak) ömrü uzatır.
Ya Ali, kimde şu üç şey olmazsa hiçbir ameli doğrulmaz: Kendisini
Allah Azze ve Celle'ye karşı günah işlemekten alıkoyacak takva;
akılsızın cahilliğini önleyecek ilim (bir nakle göre de hilim) ve
halkla iyi geçinebilmesini sağlayacak akıl.
Ya Ali, üç kimse kıyamet günü arşın gölgesi altındadır: Kendisi için
sevdiği şeyi, kardeşi için de seven; bir işle karşılaştığında,
Allah'ın o işi sevip sevmediğini bilmeyinceye kadar, o iş için
herhangi bir girişimde bulunmayan ve kendi nefsinde de bulunan ve
henüz ıslah etmediği bir kusurla kardeşini ayıplamayan. Kendisini
ıslah etmeye kalkışan bir insan ise, ıslah ettiği her kusurunun
ardından bir diğeriyle karşılaşır ve bu, insanı kendisiyle meşgul
etmeye yeter. (Artık başkalarının ayıplarıyla uğraşmaktan geri kalır).
Ya Ali, üç şey iyi olmanın yollarındandır: Cömert olmak, güzel
konuşmak ve eziyetlere karşı sabırlı olmak.
Ya Ali, Tevrat'ta dört şeyin, dört şeyi beraberinde taşıdığı
yazılıdır: Dünyaya haris olan, Allah'a öfkelenir. Duçar olduğu bir
musibetten yakınan, gerçekte Allah'tan yakınmaktadır. Zenginin
karşısında (zenginliği için) tevazu eden kimsenin, dininin üçte ikisi
yokolur. Bu ümmetten cehenneme giden kimse, Allah'ın ayetleriyle alay
edip, onlarla oynayan kimselerdendir.
Ya Ali, dört şey, dört şeyi beraberinde getirir: Saltanata erişen
diktatör olur. İstişare etmeyen pişman olur. Davrandığın gibi sana
davranılır. Yoksulluk en büyük ölümdür. "Maksat dinar ve dirhem (mal)
yoksulluğu mu?" denilince: "Hayır, maksat din yoksulu olmaktır."
buyurdu.
Ya Ali, kıyamet günü üç gözden başka bütün gözler ağlar: Allah yolunda
geceleri uykusuz kalan göz, Allah'ın haram kıldığı şeylere bakmayan
göz ve Allah korkusundan ağlayan göz.
Ya Ali, Allah'tan başkasının haberdar olmadığı günahlarına ağladığı
halde, Allah'ın nazar ettiği yüze ne mutlu!
Ya Ali, şu üç şey (insanı) helak eder: Heva ve hevese uymak, cimrilik
yapmak ve insanın kendisini beğenmesi. Şu üç şey de (insanı) kurtuluşa
götürür: Hoşnutluk ve öfke halinde adaletli davranmak, zenginlikte ve
fakirlikte orta halli olmak, gerek gizlide ve gerekse açıkta Allah'ı
görürcesine O'ndan korkmak. Çünkü sen O'nu görmesen de O seni görür.
Ya Ali,üç yerde yalan konuşmak iyidir: Savaşta (düşmanı) aldatmak
için, hanımına (bir şey alacağına dair) söz vermede,[3] halkın arasını
ıslah etmede.
Ya Ali, üç yerde doğru konuşmak kötüdür: Söz gezdirmede; erkeğe,
ailesi hakkında hoşlanmayacağı haberleri vermede ve hayır işlerlin
açıklayan bir kimseyi yalanlamada.[4]
Ya Ali, dört şey boşunadır: Doyduktan sonra yemek, ay ışığında kandil
yakmak, çorak yerde tohum ekmek ve layık olmayan bir kimseye iyilik
yapmak.
Ya Ali, dört kimse herkesten daha çabuk ceza görür: Yaptığın iyiliğe
kötülükle karşılık veren, senden zulüm görmeden sana zulüm yapan,
aranızdaki antlaşmaya sen sadık kaldığın halde hıyanet eden ve sıla-i
rahim (akrabalara iyilik) yaptığın halde (sana karşı) onu terkeden
kimse.
Ya Ali, dört şeye sahip olanın Müslümanlığı kâmil olur: Doğruluk,
şükür, hayâ ve güzel ahlak.
Ya Ali, halka az el açmak peşin zenginliktir ve halka çok el açmak
zillettir. Peşin fakirlik de işte budur.
Hz. Ali (a.s)'a Başka Bir Vasiyeti
Ya Ali, mü'minin nişanesi üçtür: Oruç tutmak, namaz kılmak ve zekât
vermek. Zahirde kendisini ehil gösteren kimsenin de nişanesi üçtür:
İnsanın yüzüne karşı dalkavukluk yapar; arkasından gıybet eder ve
musibete uğradığında da sevinir. Zalimin de üç nişanesi var: Eli
altında bulunanlara zorbalık yapar; kendisinden üstlere isyan eder ve
zalimlerle işbirliği yapar. Riyakârın da üç nişanesi var: Halkın
yanında gayretli ve hareketli olur; yalnızlıkta üşenir ve bütün
işlerde övülmesini sever. Münafığın da nişanesi üçtür: Konuştuğu zaman
yalan söyler; kendisine güvenildiğinde hıyanet eder ve verdiği sözün
üzerinde durmaz. Tembelin de alâmeti üçtür: Tefrite[5] düşünceye kadar
gevşeklik yapar; zâyi edinceye dek tefrit eder ve günaha düşünceye
kadar zâyi eder.[6] Akıllı kimseye, ancak üç şey için yolculuğa gitmek
yakışır: Geçimini temin etmek, ahiretine yönelik bir adım ve helâl bir
zevk .
Ya Ali, cahillikten daha şiddetli bir fakirlik, akıldan daha faydalı
bir servet, kendini beğenmişlikten daha korkunç bir yalnızlık yoktur
ve hiçbir amel tedbir almak, hiçbir takva günahtan sakınmak ve hiçbir
soy sop da iyi ahlaklılık gibi olamaz. Konuşmanın âfeti yalan, ilmin
âfeti unutmak ve bağışta bulunmanın âfeti de minnettir.
Ya Ali, hilali gördüğün zaman üç defa "Allah-u Ekber" de; sonra
"Elhamdu lillah'illezi halekanî ve halekake ve kadderake menâzile ve
cealeke âyeten lil âlemîn." de.[7]
Ya Ali, aynaya baktığın zaman üç tekbir getirdikten sonra şöyle de:
"Allahumme kemâ hassente halkî fe hassin hulkî."[8]
Ya Ali, seni dehşete düşüren bir şeyle karşılaşırsan, şöyle de:
"Allahumme bi-hakkı Muhammed'in ve Âl-i Muham-med'in illâ ferrecte
annî."[9]
Hz. Ali aleyhi's-selam diyor ki: Peygamber salla'llahu aleyhi ve
alih'den: "Ya Resulallah, (Kur'an'da): "Adem Rab-bin'den (bir takım)
kelimeler aldı. (Allah da) bunun üzerine tövbesini kabul etti..."[10]
diye buyurmaktadır. Nedir bu kelimeler?" diye sorduğumda, Resulullah
salla'llahu aleyhi ve alih şöyle buyurdu:
"Ya Ali, Allah-u Teâla, Adem'i Hindistan'a, Havva'yı Cidde'ye, yılanı
İsfahan'a ve İblis'i de Miysan'a (Basra ve Vasıt arasında bir yere)
indirdi. Cennette yılan ve tavus kuşu kadar güzel bir şey yoktu.
Yılanın deve gibi dört ayağı vardı. İblis, yılanın karnına girerek,
Adem'e hile yaptı ve onu aldattı. Allah-u Teâla da yılana gazap ederek
ayaklarını ondan aldı ve şöyle buyurdu: "Rızkını, toprak karar kıldım
ve karnının üzerinde sürünmelisin; sana acıyana Allah acımasın."
Tavusa da, İblis'e ağacı bulmada kılavuzluk ettiği için gazap ederek
sesini ve ayaklarını çirkinleştirdi. Adem, Hindistan'da kaldığı yüz
yıl süresince, başını gökyüzüne kaldırmadı. Ellerini başına koyup
kendi hatasına ağlıyordu. Allah, Cebrail'i, Adem'e gönderdi.
(Cebrail): "Ey Adem dedi, Allah sana selam söylüyor ve buyuruyor ki:
"Ey Adem, seni kendi elimle yaratmadım mı? Sana kendi ruhumdan
üflemedim mi? Meleklerimi sana secde ettirmedim mi? Cariyem Havva'yı
seninle evlendirmedim mi? Cennetimde sana yer vermedim mi? O
halde ey Adem, bu ağlama nedir? Bu kelimeleri söyle; şüphesiz
Allah-u Teâla tövbeni kabul eder. Söyle ki: "Subhâneke, lâ ilâhe illâ
ente, amiltu sûen ve zalemtu nefsî, fetub aleyye, inneke ente-t
tevvab-ur rahîm."[11]
Ya Ali, evinde bir yılan gördüğünde o yılanı üç defa (o eve girip)
çıkıncaya kadar öldürme; dördüncü defasında görürsen o zaman öldür;
çünkü o kâfirdir.
Ya Ali, yolda bir yılan gördüğün zaman onu öldür. Çünkü ben cinlere,
yılan şeklinde gözükmemelerini şart koşmuşum.
Ya Ali, dört haslet bedbahtlık (nişanesi)dir: Göz yaşının kuruması,
katı kalpli olmak, uzun arzu ve dünya sevgisi.
Ya Ali, huzurunda seni medhederlerse şöyle de:
"Allahumme-c'alnî hayren mimmâ yezunnûne veğfir lî mâ lâ ya'lemûne
vela tuahiznî bima yekulûn."[12]
Ya Ali, cinsi münasebette bulunduğun zaman şöyle de: "Bismillahi,
Allahumme cennibne'ş-Şeytâne ve cennib'iş-Şey-tâne ma rezaktenî."[13]
Eğer Allah-u Teâla o anda, sizden bir çocuk olmasını takdir ederse
hiçbir zaman Şeytan'ın, ona bir zararı dokunamaz.
Ya Ali, yemeğe tuz ile başla ve tuz ile bitir. Çünkü tuz, yetmiş derde
devadır. Onların en küçüğü delilik, cüzam ve alaca hastalığıdır.[14]
Ya Ali, bedenine zeytin yağı sür. Çünkü Şeytan bedenine zeytin yağı
süren bir kimseye, kırk gece yaklaşmaz.
Ya Ali, ayın ilk ve orta gecelerinde cinsel ilişkide bulunma, sara
hastasının genelde o iki gecede hastalığının belirdiğini görmüyor
musun?
Ya Ali, çocuğun olduğunda sağ kulağına ezan, sol kulağına da ikâmet
oku. Bu takdirde Şeytan ona asla zarar vermez.
Ya Ali, halkın en kötüsünü sana tanıtayım mı? "Evet ya Resulallah"
dedim; buyurdular ki: Halkın en kötüsü, günahları affetmeyen ve
hatalardan geçmeyen kimsedir. Onlardan daha kötüsünü de sana tanıtayım
mı? "Evet ya Resulallah" dedim, buyurdular ki: Onlardan daha kötüsü
şerrinden korunulmayan ve hayrı umulmayan kimsedir.
Hz. Ali (a.s)'a Diğer Bir Vasiyeti
Ya Ali, peştamalsız hamama girmekten sakın. Çünkü hem peştamalsız
(çıplak) olarak hamama giren kimse mel'undur ve hem de ona bakan.
Ya Ali, işaret ve orta parmağına yüzük takma; çünkü bu "Lut" kavminin
yaptığı bir işti. Küçük parmağını da yüzüksüz bırakma.
Ya Ali, Allah kendi kulunun; "Allah'ım günahlarımı affet; çünkü
Senden başka günahları affedecek bir kimse yoktur" demesini beğenir.
Kul böyle dediği zaman Allah da, meleklerine şöyle hitap eder: "Ey
meleklerim, bu kulum benden başka günahları affedecek birisinin
bulunmadığını bilmiştir; şahit olun ki, ben onu bağışladım."
Ya Ali, yalan konuşmaktan sakın. Çünkü yalan konuşmak yüzü karartır ve
sonra da o şahıs Allah katında kezzâb (çok yalan konuşan) olarak
yazılır. Doğru konuşmak da yüzü ağartır ve böyle birisi de Allah
indinde sadık (doğru konuşan) olarak yazılır. Doğruluğun bereket
kaynağı ve yalancılığın ise uğursuzluk olduğunu bil .
Ya Ali, gıybet etmekten (başkalarının arkasından konuşmaktan) ve söz
taşımaktan kaçın. Çünkü gıybet etmek orucu bozar (sevabını yok eder)
ve söz taşımak da kabir azabına sebep olur.
Ya Ali, ister yalan yere olsun, ister doğru zaruret olmaksızın Allah'a
yemin etme. Allah-u Teâla'yı kendi yeminine vesile kılma. Çünkü
Allah-u Teâla, yalan yere O'na yemin eden bir kimseye acımadığı gibi
onu gözetmez de.
Ya Ali, yarının rızkı için gam yeme. Çünkü her günün rızkı, gelip ulaşır.
Ya Ali, inat etmekten sakın. Çünkü inatçılığın evveli cahillik, sonu
ise pişmanlıktır.
Ya Ali, misvak kullan. Çünkü misvak ağzın temizliğine, Allah'ın
rızasına ve gözün ışıklanmasına sebep olur. Dişleri kürdanla
temizlemek de seni meleklere sevdirir. Yemekten sonra ağızlarını
kürdanla temizlemeyen kimsenin ağız kokusundan melekler rahatsız
olur.
Ya Ali, sinirlenme; sinirlendiğin zaman otur ve Allah'ın kullara
karşı olan kudret ve hilmini düşün ve sinirlendiğin vakit sana:
"Allah'tan kork" dendiğinde sinirini atıp, hilmine ve sabrına dön.
Ya Ali, kendi malından başkalarına harcadığın şeyi, Allah'ın rızası
için harca ki, Allah katında onu biriktirilmiş olarak bulursun.
Ya Ali, ailen, komşun, muaşeret ettiğin ve dost olduğun herkese iyi
davran ki, Allah katında yüce derecelere ulaşasın.
Ya Ali, kendin için sevmediğin şeyi, başkası için de sevme. Kendin
için sevdiğin şeyi, kardeşin için de sev. Böyle olursan hükmünde
(diğerleri hakkında hüküm vermede) adil ve adaletinde insaflı olursun;
gök ve yeryüzü ehlinin yanında da sevilirsin. Vasiyetimi unutmamaya
çalış, inşâallah.
--------------------------------------------------------------------------------
[1] -Resulullah'ın ismi şerifinden sonra geçen, bu kısaltma işareti,
'sallallah-u aleyhi ve alih' diye okunmalıdır.
[2] -Ehl-i Beyt İmamlarının isimlerinden sonra kullanılan bu işaret,
aleyhisselam olarak okunur; ve ona selam olsun anlamına gelir.
[3] - Yapamayacağını bildiği halde hanımlara bir şey almak hususunda
söz vermenin caiz hatta iyi bir iş olarak nitelenmesi, İslam'ın aile
yuvasının korunmasına verdiği önemden kaynaklanmaktadır.
[4]- Bu hadisin son bölümünü açılık kazanması için şu iki noktaya
dikkat etmek gerekir:
1- Maksat, yalan olarak iyilikleri anlatılan şahsın iyi olarak
tanındığında topluma bir zararın gelmediği zamanlardır. İşte bu
durumda birinin iyiliğinin anlatılması toplumu iyiliğe teşvik ettiği
için, anlatanı halkın huzurunda yalanlamak kötü bir işitir.
2-Toplumun huzurunda yalanlamanın kötü oluşu ona özel olarak
hatırlatmada bulunmanın de kötü olduğu anlamına değildir
[5]- Gereken vazifeyi yapmama durumu, ifrat karşıtı.
[6]- Gevşeklik neticesinde işi gerektiği gibi yapmama sonucu bazen iş
zayi olur ve bu da kişinin ahitlerini yerine getiremeyip günah
işlemesine sebep olur.
[7]- Hamd, beni ve seni yaratan ve senin seyrin için menziller
belirleyen seni alemlere kudret ve azametinin nişanesi kılan Allah'a
mahsustur.
[8]- Allah'ım, (vücudumu) güzel yarattığın gibi huyumu da güzelleştir.
[9]- Allah'ım, Muhammed ve onun Ehl-i Beyt'inin hakkı hürmetine, beni
(bu zorluktan) kurtar.
[10]- Bakara/37.
[11]- Ey Allah'ım, her eksiklikten uzaksın sen. Senden başka bir ilah
yoktur; kötü iş yaptım; kendime zulüm ettim; tövbemi kabul et. Çünkü
Sen, çok tövbe kabul edensin ve rahimsin.
[12]- Allah'ım beni zannettiklerinden daha iyi kıl; bilmedikleri
şeyleri affet ve hakkımda söyledikleri şeylerle de benden hesap sorma.
[13]- Allah'ın adıyla; Allah'ım bizi Şeytan'dan ve Şeytan'ı da bana
nasib edeceğin çocuktan uzak eyle.
[14]- Diğer faydalarının yanısıra özellikle yemeğe başlamadan önce ve
yemekten sonra azıcık tuz yemek, sindirim sisteminde ve özellikle
ağızda mikropların gelişmesini önlediğinden bir çok hastalıkların
önlenmesinde etkili bir madde sayılır.
--
Emrolunduğun gibi,dosdoğru ol.
Grup Adresi :beyzade@googlegroups.com
Grup Sayfa Adresi :http://groups.google.com.tr/group/beyzade
Grup Sahibi :beyzade-ower@googlegroups.com
Soru(n)larınız için :beyzadegrup@gmail.com
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
You received this message because you are subscribed to the Google Groups "islami-hassasiyet" group.
To post to this group, send email to islami-hassasiyet@googlegroups.com
To unsubscribe from this group, send email to islami-hassasiyet-unsubscribe@googlegroups.com
For more options, visit this group at http://groups.google.com/group/islami-hassasiyet
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
Meşrû dairedeki keyfe iktifâ ediniz
—Bediüzzaman'ın gençlerle sohbeti—
Acaba yüzde bir ihtimâl-i helâket bulunan bir tehlike yolunda gitmemek için birtek muhbirin sözü nazara alınsa ve onun sözünü dinlemeyip o yolda giden adamın, endişe-i helâketten gelen elem-i mânevî, onun yemek iştihâsını kaçırdığı halde; böyle yüz binler sâdık ve musaddak muhbirlerin, yüzde yüz ihtimâl ile, dalâlet ve sefâhet, göz önündeki kabir darağacına ve ebedî haps-i münferidine katî sebep olduğunu ve imân, ubûdiyet, yüzde yüz ihtimâl ile o darağacını kaldırıp, o hapsi münferidi kapatıp, şu göz önündeki kabri bir hazîne-i ebediyeye, bir saray-ı saadete açılan bir kapıya çeviriyor diye ihbar eden ve emârelerini ve âsârlarını gösterdikleri halde, bu acîb ve garip ve dehşetli ve azametli mesele karşısında bulunan bîçare insan ve bâhusus Müslüman, eğer imân ve ubûdiyeti olmazsa, bütün dünya saltanatı ve lezzeti birtek insana verilse, acaba o göz önündeki her vakit oraya çağrılmasına nöbetini bekleyen bir insana verdiği o endişeden gelen elîm elemi kaldırabilir mi? Sizden soruyorum. Mâdem ihtiyarlık, hastalık, musîbet ve her tarafta vefiyâtlar, o dehşetli elemi deşiyorlar ve ihtar ediyorlar; elbette o ehl-i dalâlet ve sefâhet, yüz bin lezzeti ve zevki alsa da, yine o mânevî bir cehennem, kalbinde yaşar ve yakar. Fakat, pek kalın gaflet sersemliği, muvakkaten hissettirmez. Mâdem ehl-i imân ve tâat, göz önünde gördüğü kabri bir hazîne-i ebediyeye, bir saadet-i lâyezâlîye kendisi hakkında bir kapı olduğunu ve o ezelî mukadderât piyangosundan milyarlar altın ve elmasları kazandıracak bir bilet dahi, imân vesîkasıyla ona çıkmış; her vakit, "Gel, biletini al," diye beklemesinden, derin, esaslı, hakikî lezzet ve zevk-i mânevî, öyle bir lezzettir ki, eğer tecessüm etse ve o çekirdek bir ağaç olsa, o adama hususî bir cennet hükmüne geçtiği halde, o zevk ve lezzet-i azîmeyi terk edip, gençlik sâikasıyla, o hadsiz elemler ile âlûde zehirli bir bala benzeyen sefîhâne ve heveskârâne muvakkat bir lezzet-i gayr-i meşrûayı ihtiyar eden, hayvandan yüz derece aşağı düşer. Ecnebî dinsizleri gibi de olamaz. Çünkü onlar Peygamberi inkâr etseler, diğerlerini tanıyabilirler. Peygamberleri bilmeseler de Allah'ı tanıyabilirler. Allah'ı bilmeseler de kemâlâta medâr olacak bâzı güzel hasletler bulunabilir. Fakat bir Müslüman, hem enbiyâyı, hem Rabbini, hem bütün kemâlâtı Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm vâsıtasıyla biliyor. Onun terbiyesini bırakan ve zincirinden çıkan, daha hiçbir peygamberi ( a.s.) tanımaz. Ve Allah'ı da tanımaz ve ruhunda, kemâlâtı muhâfaza edecek hiçbir esâsâtı bilemez. Çünkü, peygamberlerin en âhiri ve en büyükleri ve dini ve dâveti umum nev-i beşere baktığı için ve mu'cizâtça ve dince umuma fâik ve bütün nev-i beşere bütün hakàikte üstadlık edip, on dört asırda, parlak bir sûrette ispat eden ve nev-i beşerin medâr-ı iftiharı bir zâtın terbiye-i esâsiyelerini ve usûl-ü dinini terk eden, elbette hiçbir cihette bir nur, bir kemâl bulamaz; sukùt-u mutlaka mahkûmdur. İşte ey hayat-ı dünyeviyenin zevkine müptela ve endişe-i istikbâl ile istikbâlini ve hayatını temin için çabalayan bîçareler! Dünyanın lezzetini, zevkini, saadetini, rahatını isterseniz, meşrû dairedeki keyfe iktifâ ediniz; o, keyfinize kâfidir. Haricinde ve gayr-i meşrû dairedeki bir lezzetin içinde bin elem olduğunu sâbık beyânâtta elbette anladınız. Eğer mâzi, yani, geçmiş zamanın hâdisâtını sinema ile hal-i hazırda gösterdikleri gibi, istikbâldeki ahvâl dahi—meselâ elli sene sonraki halleri—bir sinema ile gösterilse idi, ehl-i sefâhet, şimdiki güldüklerine yüz binlerce nefrîn ve nefret edip ağlayacaktılar. Dünya ve âhirette ebedî ve dâimî sürûru isteyen, imân dairesindeki terbiye-i Muhammediyeyi (a.s.m.) kendine rehber etmek gerektir. Sözler, 13. Söz, 2. Makam, s. 132 |
Bediüzzaman Said Nursî |
Üstadın ilmî cephesi
Merhum Ziya Paşa, şu
"Âyinesi iştir kişinin, lâfa bakılmaz;
Şahsın, görünür rütbe-i aklı eserinde"
beyti ile, nesilden nesile bir düstur halinde intikal edecek olan çok büyük bir hakîkati ifade etmiştir.
Evet, Müslüman ırkımıza Risâle-i Nur külliyatı gibi muazzam bir îman ve irfan kütüphanesini hediye eden, gönüller üzerinde mukaddes bir nur müessesesi kuran mümtaz ve müstesna zatın kudret-i ilmiyesi hakkında tafsilata girişmek, öğle vakti, güneşi tarif etmek kadar fuzûlî bir iştir.
Yalnız yanık bir şairimizin, "Hüsn olur kim, seyrederken ihtiyar elden gider" dediği gibi; hayatının her lâhzasında İlâhî tecellîlere mazhar bulunan bu mübarek zatın ilim ve irfanından, ahlâk ve kemalâtından bahsetmek, insana bambaşka bir zevk ve İlâhî bir haz veriyor. Bunun için, sözü uzatmaktan kendimi alamıyorum. Üstad, Risâle-i Nur külliyatında dinî, içtimaî, ahlâkî, edebî, hukukî, felsefî ve tasavvufî en mühim mevzûlara temas etmiş ve hepsinde de harikulâde bir sûrette muvaffak olmuştur. İşin asıl hayret veren noktası, birçok ulemanın tehlikeli yollara saptıkları en çetin mevzûları, gàyet açık bir şekilde ve en katî bir sûrette hallettiği gibi, en girdaplı derinliklerden, Ehl-i Sünnet ve Cemaatin tuttuğu nurlu yolu takip ederek, sahil-i selâmete çıkmış ve eserlerini okuyanları da öylece çıkarmıştır. Bu sebeple, Risâle-i Nur Külliyatını azîz milletimizin her tabakasına kemal-i emniyet ve samîmiyetle takdim etmekle şeref duyuyoruz.
Nur Risâleleri, Kur'ân-ı Kerîm'in nur deryasından alınan berrak katreler ve hidayet güneşinden süzülen billur huzmelerdir. Binaenaleyh, her Müslümana düşen en mukaddes vazife, îmanı kurtaracak olan bu nurlu eserlerin yayılmasına çalışmaktır. Zîra, tarihte pekçok defalar görülmüştür ki, bir eser nice fertlerin, ailelerin, cemiyetlerin ve sayısız insan kütlelerinin hidayet ve saadetine sebep olmuştur. Ah, ne bahtiyardır o insan ki, bir mü'min kardeşinin îmanının kurtulmasına sebep olur!