islami hassasiyet
Çarşamba, Mart 29, 2006
  [islami-hassasiyet] Resulullahın s.a.v Hz. Aliye Nasihatı

Hazret-i Resulullah (s.a.v)'ten Öğüt, Hikmet, Züht ve Benzeri
Konularda Nakledilen Sözler
Hz.RESULULLAH (s.a.a)'İn Hz. ALİ (a.s[2])'a VASİYETİ
Ya Ali, Allah'ı gazaplandıracak (bir şeyle) hiçbir kimseyi razı
etmemen, Allah'ın (sana) verdiği bir şeyden dolayı başkasını övmemen,
Allah'ın senden esirgediği bir şeyden dolayı da kimseyi yermemen
yakine ermenin alametidir. Çünkü rızık, ihtirasla elde edilemeyeceği
gibi, rağbetsizlikle de önlenemez.

Allah-u Teâla, kendi hikmet ve lütfü gereği rahatlık ve mutlu­luğu
yakinde ve (kaza ve kadere) rıza göstermekte; gam ve üzün­tüyü ise,
şüphe ve hoşnutsuzlukta karar kılmıştır.

Ya Ali, cahillikten daha kötü bir fakirlik, akıldan daha faydalı bir
servet, bencillikten daha korkunç bir yalnızlık ve istişareden da-ha
iyi bir yardımcı yoktur; hiçbir akıl da tedbir almak kadar yararlı
değildir. Güzel ahlak gibi soy sop ve şükür gibi de ibadet yoktur.

Ya Ali, sözün âfeti yalan, ilmin âfeti unutmak, ibadetin âfeti
ihmalkârlık, cömertliğin âfeti minnet, yiğitliğin âfeti zulüm,
güzel­liğin âfeti bencillik ve soyluluğun âfeti ise onunla övünmektir.

Ya Ali, sürekli doğru konuş; ağzından hiçbir zaman yalan çıkmasın;
kesinlikle hıyânete yeltenme; Allah'tan O'nu görüyormuşçasına kork;
malını ve canını dinine feda et; iyi ahlak edin ve kötü ahlaktan
kaçın.

Ya Ali, Allah'ın en çok sevdiği amel şu üç haslettir: Allah'ın farz
kıldığı şeyleri yerine getirmek; bunu yapan kimse, halkın en
âbitlerindendir. Allah'ın haram kıldığı şeylerden uzak durmak; böyle
yapan kimse de halkın en sakınanlarındandır. Allah'ın ver­diği rızka
razı olmak; böyle olan kimse de halkın en zenginlerin­dendir.

Ya Ali, üç şey yüce ahlaktandır: Seninle ilişkisini kesen kimse ile
ilişki kurman, senden esirgeyene bağışta bulunman ve sana zulüm edeni
affetmen.

Ya Ali, üç şey kurtarıcıdır: Dilini tutman, günahına ağlaman ve (kötü
insanlarla muaşeretten uzak kalmak için) evinde oturman.

Ya Ali, şu üç haslet âmellerin en başında gelir: (Kendi men­faatin
bile söz konusu olduğu yerde) halka karşı insaflı davranman; mü'min
kardeşinle eşitlik gözetmen ve Allah'ı her halükârda hatırlaman.

Ya Ali, üç kimse Allah'ın misafiridir: Mü'min kardeşini Allah rızası
için ziyaret eden kimse; böyle birisi Allah'ın ziyaretçisidir.
Ziyaretçisini ağırlamak ve istediğini ona vermek, Allah'a düşen bir
haktır. Namaz kıldıktan sonra, daha sonraki namaz vaktine dek takibât
(zikir, dua, Kur'an okumak vb...) ile meşgul olan kimse; böyle birisi
Allah'ın misafiridir ve misafirini ağırlamak Allah'a düşen bir haktır.
Bir de hacca ve umre'ye giden bir kimse; onlar da Allah'a doğru giden
kimselerdir ve kendisine gelen kimseyi ağır­lamak Allah'a düşen bir
haktır.

Ya Ali, üç şeyin hem dünyada hem de, âhirette mükâfatı vardır: Hac,
fakirliği giderir; sadaka, belaları defeder ve sıla-i ra­him
(akrabalara iyilikte bulunmak) ömrü uzatır.

Ya Ali, kimde şu üç şey olmazsa hiçbir ameli doğrulmaz: Kendisini
Allah Azze ve Celle'ye karşı günah işlemekten alı­koyacak takva;
akılsızın cahilliğini önleyecek ilim (bir nakle göre de hilim) ve
halkla iyi geçinebilmesini sağlayacak akıl.

Ya Ali, üç kimse kıyamet günü arşın gölgesi altındadır: Kendisi için
sevdiği şeyi, kardeşi için de seven; bir işle karşılaştığında,
Allah'ın o işi sevip sevmediğini bilmeyinceye ka­dar, o iş için
herhangi bir girişimde bulunmayan ve kendi nefsinde de bulunan ve
henüz ıslah etmediği bir kusurla kardeşini ayıpla­mayan. Kendisini
ıslah etmeye kalkışan bir insan ise, ıslah ettiği her kusurunun
ardından bir diğeriyle karşılaşır ve bu, insanı kendisiyle meşgul
etmeye yeter. (Artık başkalarının ayıplarıyla uğraşmaktan geri kalır).

Ya Ali, üç şey iyi olmanın yollarındandır: Cömert olmak, güzel
konuşmak ve eziyetlere karşı sabırlı olmak.

Ya Ali, Tevrat'ta dört şeyin, dört şeyi beraberinde taşıdığı
yazılıdır: Dünyaya haris olan, Allah'a öfkelenir. Duçar olduğu bir
musibetten yakınan, gerçekte Allah'tan yakınmaktadır. Zenginin
karşısında (zenginliği için) tevazu eden kimsenin, dininin üçte ikisi
yokolur. Bu ümmetten cehenneme giden kimse, Allah'ın ayetleri­yle alay
edip, onlarla oynayan kimselerdendir.

Ya Ali, dört şey, dört şeyi beraberinde getirir: Saltanata erişen
diktatör olur. İstişare etmeyen pişman olur. Davrandığın gibi sana
davranılır. Yoksulluk en büyük ölümdür. "Maksat dinar ve dirhem (mal)
yoksulluğu mu?" denilince: "Hayır, maksat din yoksulu ol­maktır."
buyurdu.

Ya Ali, kıyamet günü üç gözden başka bütün gözler ağlar: Allah yolunda
geceleri uykusuz kalan göz, Allah'ın haram kıldığı şeylere bakmayan
göz ve Allah korkusundan ağlayan göz.

Ya Ali, Allah'tan başkasının haberdar olmadığı günahlarına ağladığı
halde, Allah'ın nazar ettiği yüze ne mutlu!

Ya Ali, şu üç şey (insanı) helak eder: Heva ve hevese uymak, cimrilik
yapmak ve insanın kendisini beğenmesi. Şu üç şey de (insanı) kurtuluşa
götürür: Hoşnutluk ve öfke halinde adaletli davranmak, zenginlikte ve
fakirlikte orta halli olmak, gerek gizlide ve gerekse açıkta Allah'ı
görürcesine O'ndan korkmak. Çünkü sen O'nu görmesen de O seni görür.

Ya Ali,üç yerde yalan konuşmak iyidir: Savaşta (düşmanı) aldatmak
için, hanımına (bir şey alacağına dair) söz vermede,[3] halkın arasını
ıslah etmede.

Ya Ali, üç yerde doğru konuşmak kötüdür: Söz gezdirmede; erkeğe,
ailesi hakkında hoşlanmayacağı haberleri vermede ve hayır işlerlin
açıklayan bir kimseyi yalanlamada.[4]

Ya Ali, dört şey boşunadır: Doyduktan sonra yemek, ay ışığında kandil
yakmak, çorak yerde tohum ekmek ve layık ol­mayan bir kimseye iyilik
yapmak.

Ya Ali, dört kimse herkesten daha çabuk ceza görür: Yaptığın iyiliğe
kötülükle karşılık veren, senden zulüm görmeden sana zulüm yapan,
aranızdaki antlaşmaya sen sadık kaldığın halde hıya­net eden ve sıla-i
rahim (akrabalara iyilik) yaptığın halde (sana karşı) onu terkeden
kimse.

Ya Ali, dört şeye sahip olanın Müslümanlığı kâmil olur: Doğruluk,
şükür, hayâ ve güzel ahlak.

Ya Ali, halka az el açmak peşin zenginliktir ve halka çok el açmak
zillettir. Peşin fakirlik de işte budur.

Hz. Ali (a.s)'a Başka Bir Vasiyeti
Ya Ali, mü'minin nişanesi üçtür: Oruç tutmak, namaz kılmak ve zekât
vermek. Zahirde kendisini ehil gösteren kimsenin de nişanesi üçtür:
İnsanın yüzüne karşı dalkavukluk yapar; arkasından gıybet eder ve
musibete uğradığında da sevinir. Zalimin de üç nişanesi var: Eli
altında bulunanlara zorbalık yapar; kendisinden üstlere isyan eder ve
zalimlerle işbirliği yapar. Riyakârın da üç nişanesi var: Halkın
yanında gayretli ve hareketli olur; yalnızlıkta üşenir ve bütün
işlerde övülmesini sever. Münafığın da nişanesi üçtür: Konuştuğu zaman
yalan söyler; kendisine güvenildiğinde hıyanet eder ve verdiği sözün
üzerinde durmaz. Tembelin de alâmeti üçtür: Tefrite[5] düşünceye kadar
gevşeklik yapar; zâyi edin­ceye dek tefrit eder ve günaha düşünceye
kadar zâyi eder.[6] Akıllı kimseye, ancak üç şey için yolculuğa gitmek
yakışır: Geçimini temin etmek, ahiretine yönelik bir adım ve helâl bir
zevk .

Ya Ali, cahillikten daha şiddetli bir fakirlik, akıldan daha fay­dalı
bir servet, kendini beğenmişlikten daha korkunç bir yalnızlık yoktur
ve hiçbir amel tedbir almak, hiçbir takva günahtan sakın­mak ve hiçbir
soy sop da iyi ahlaklılık gibi olamaz. Konuşmanın âfeti yalan, ilmin
âfeti unutmak ve bağışta bulunmanın âfeti de minnettir.

Ya Ali, hilali gördüğün zaman üç defa "Allah-u Ekber" de; sonra
"Elhamdu lillah'illezi halekanî ve halekake ve kadderake menâzile ve
cealeke âyeten lil âlemîn." de.[7]

Ya Ali, aynaya baktığın zaman üç tekbir getirdikten sonra şöyle de:
"Allahumme kemâ hassente halkî fe hassin hulkî."[8]

Ya Ali, seni dehşete düşüren bir şeyle karşılaşırsan, şöyle de:
"Allahumme bi-hakkı Muhammed'in ve Âl-i Muham-med'in illâ ferrecte
annî."[9]

Hz. Ali aleyhi's-selam diyor ki: Peygamber salla'llahu aleyhi ve
alih'den: "Ya Resulallah, (Kur'an'da): "Adem Rab-bin'den (bir takım)
kelimeler aldı. (Allah da) bunun üzerine tövbesini kabul etti..."[10]
diye buyurmaktadır. Nedir bu kelimeler?" diye sorduğumda, Resulullah
salla'llahu aleyhi ve alih şöyle buyurdu:

"Ya Ali, Allah-u Teâla, Adem'i Hindistan'a, Havva'yı Cidde'ye, yılanı
İsfahan'a ve İblis'i de Miysan'a (Basra ve Vasıt arasında bir yere)
indirdi. Cennette yılan ve tavus kuşu kadar güzel bir şey yoktu.
Yılanın deve gibi dört ayağı vardı. İblis, yılanın karnına girerek,
Adem'e hile yaptı ve onu aldattı. Allah-u Teâla da yılana gazap ederek
ayaklarını ondan aldı ve şöyle buyurdu: "Rızkını, toprak karar kıldım
ve karnının üzerinde sürünmelisin; sana acıyana Allah acımasın."
Tavusa da, İblis'e ağacı bulmada kılavuzluk ettiği için gazap ederek
sesini ve ayaklarını çirkin­leştirdi. Adem, Hindistan'da kaldığı yüz
yıl süresince, başını gökyüzüne kaldırmadı. Ellerini başına koyup
kendi hatasına ağlı­yordu. Allah, Cebrail'i, Adem'e gönderdi.
(Cebrail): "Ey Adem dedi, Allah sana selam söylüyor ve buyuruyor ki:
"Ey Adem, seni kendi elimle yaratmadım mı? Sana kendi ruhumdan
üflemedim mi? Meleklerimi sana secde ettirmedim mi? Cariyem Havva'yı
seninle evlendirmedim mi? Cennetimde sana yer ver­medim mi? O
halde ey Adem, bu ağlama nedir? Bu kelimeleri söyle; şüphesiz
Allah-u Teâla tövbeni kabul eder. Söyle ki: "Subhâneke, lâ ilâhe illâ
ente, amiltu sûen ve zalemtu nefsî, fe­tub aleyye, inneke ente-t
tevvab-ur rahîm."[11]

Ya Ali, evinde bir yılan gördüğünde o yılanı üç defa (o eve girip)
çıkıncaya kadar öldürme; dördüncü defasında görürsen o zaman öldür;
çünkü o kâfirdir.

Ya Ali, yolda bir yılan gördüğün zaman onu öldür. Çünkü ben cinlere,
yılan şeklinde gözükmemelerini şart koşmuşum.

Ya Ali, dört haslet bedbahtlık (nişanesi)dir: Göz yaşının kuru­ması,
katı kalpli olmak, uzun arzu ve dünya sevgisi.

Ya Ali, huzurunda seni medhederlerse şöyle de:

"Allahumme-c'alnî hayren mimmâ yezunnûne veğfir lî mâ lâ ya'lemûne
vela tuahiznî bima yekulûn."[12]

Ya Ali, cinsi münasebette bulunduğun zaman şöyle de: "Bismillahi,
Allahumme cennibne'ş-Şeytâne ve cennib'iş-Şey-tâne ma rezaktenî."[13]
Eğer Allah-u Teâla o anda, sizden bir çocuk olmasını takdir ederse
hiçbir zaman Şeytan'ın, ona bir zararı dokunamaz.

Ya Ali, yemeğe tuz ile başla ve tuz ile bitir. Çünkü tuz, yetmiş derde
devadır. Onların en küçüğü delilik, cüzam ve alaca hastalığıdır.[14]

Ya Ali, bedenine zeytin yağı sür. Çünkü Şeytan bedenine zeytin yağı
süren bir kimseye, kırk gece yaklaşmaz.

Ya Ali, ayın ilk ve orta gecelerinde cinsel ilişkide bulunma, sara
hastasının genelde o iki gecede hastalığının belirdiğini gör­müyor
musun?

Ya Ali, çocuğun olduğunda sağ kulağına ezan, sol kulağına da ikâmet
oku. Bu takdirde Şeytan ona asla zarar vermez.

Ya Ali, halkın en kötüsünü sana tanıtayım mı? "Evet ya Resulallah"
dedim; buyurdular ki: Halkın en kötüsü, günahları affetmeyen ve
hatalardan geçmeyen kimsedir. Onlardan daha kötüsünü de sana tanıtayım
mı? "Evet ya Resulallah" dedim, buyurdular ki: Onlardan daha kötüsü
şerrinden korunulmayan ve hayrı umulmayan kimsedir.

Hz. Ali (a.s)'a Diğer Bir Vasiyeti
Ya Ali, peştamalsız hamama girmekten sakın. Çünkü hem peştamalsız
(çıplak) olarak hamama giren kimse mel'undur ve hem de ona bakan.

Ya Ali, işaret ve orta parmağına yüzük takma; çünkü bu "Lut" kavminin
yaptığı bir işti. Küçük parmağını da yüzüksüz bırakma.

Ya Ali, Allah kendi kulunun; "Allah'ım günahlarımı affet; çünkü
Senden başka günahları affedecek bir kimse yoktur" de­mesini beğenir.
Kul böyle dediği zaman Allah da, meleklerine şöyle hitap eder: "Ey
meleklerim, bu kulum benden başka günah­ları affedecek birisinin
bulunmadığını bilmiştir; şahit olun ki, ben onu bağışladım."

Ya Ali, yalan konuşmaktan sakın. Çünkü yalan konuşmak yüzü karartır ve
sonra da o şahıs Allah katında kezzâb (çok yalan konuşan) olarak
yazılır. Doğru konuşmak da yüzü ağartır ve böyle birisi de Allah
indinde sadık (doğru konuşan) olarak yazılır. Doğruluğun bereket
kaynağı ve yalancılığın ise uğursuzluk olduğunu bil .

Ya Ali, gıybet etmekten (başkalarının arkasından konuşmaktan) ve söz
taşımaktan kaçın. Çünkü gıybet etmek orucu bozar (sevabını yok eder)
ve söz taşımak da kabir azabına sebep olur.

Ya Ali, ister yalan yere olsun, ister doğru zaruret olmaksızın Allah'a
yemin etme. Allah-u Teâla'yı kendi yeminine vesile kılma. Çünkü
Allah-u Teâla, yalan yere O'na yemin eden bir kimseye acımadığı gibi
onu gözetmez de.

Ya Ali, yarının rızkı için gam yeme. Çünkü her günün rızkı, gelip ulaşır.

Ya Ali, inat etmekten sakın. Çünkü inatçılığın evveli cahillik, sonu
ise pişmanlıktır.

Ya Ali, misvak kullan. Çünkü misvak ağzın temizliğine, Allah'ın
rızasına ve gözün ışıklanmasına sebep olur. Dişleri kür­danla
temizlemek de seni meleklere sevdirir. Yemekten sonra ağızlarını
kürdanla temizlemeyen kimsenin ağız kokusundan me­lekler rahatsız
olur.

Ya Ali, sinirlenme; sinirlendiğin zaman otur ve Allah'ın kul­lara
karşı olan kudret ve hilmini düşün ve sinirlendiğin vakit sana:
"Allah'tan kork" dendiğinde sinirini atıp, hilmine ve sabrına dön.

Ya Ali, kendi malından başkalarına harcadığın şeyi, Allah'ın rızası
için harca ki, Allah katında onu biriktirilmiş olarak bulursun.

Ya Ali, ailen, komşun, muaşeret ettiğin ve dost olduğun herkese iyi
davran ki, Allah katında yüce derecelere ulaşasın.

Ya Ali, kendin için sevmediğin şeyi, başkası için de sevme. Kendin
için sevdiğin şeyi, kardeşin için de sev. Böyle olursan hükmünde
(diğerleri hakkında hüküm vermede) adil ve adaletinde insaflı olursun;
gök ve yeryüzü ehlinin yanında da sevilirsin. Vasi­yetimi unutmamaya
çalış, inşâallah.

--------------------------------------------------------------------------------

[1] -Resulullah'ın ismi şerifinden sonra geçen, bu kısaltma işareti,
'sallallah-u aleyhi ve alih' diye okunmalıdır.

[2] -Ehl-i Beyt İmamlarının isimlerinden sonra kullanılan bu işaret,
aleyhisselam olarak okunur; ve ona selam olsun anlamına gelir.

[3] - Yapamayacağını bildiği halde hanımlara bir şey almak hususunda
söz vermenin caiz hatta iyi bir iş olarak nitelenmesi, İslam'ın aile
yuvasının korunmasına verdiği önemden kaynaklanmaktadır.

[4]- Bu hadisin son bölümünü açılık kazanması için şu iki noktaya
dikkat etmek gerekir:

1- Maksat, yalan olarak iyilikleri anlatılan şahsın iyi olarak
tanındığında topluma bir zararın gelmediği zamanlardır. İşte bu
durumda birinin iyiliğinin anlatılması toplumu iyiliğe teşvik ettiği
için, anlatanı halkın huzurunda yalanlamak kötü bir işitir.

2-Toplumun huzurunda yalanlamanın kötü oluşu ona özel olarak
hatırlatmada bulunmanın de kötü olduğu anlamına değildir

[5]- Gereken vazifeyi yapmama durumu, ifrat karşıtı.

[6]- Gevşeklik neticesinde işi gerektiği gibi yapmama sonucu bazen iş
zayi olur ve bu da kişinin ahitlerini yerine getiremeyip günah
işlemesine sebep olur.

[7]- Hamd, beni ve seni yaratan ve senin seyrin için menziller
belirleyen seni alemlere kudret ve azametinin nişanesi kılan Allah'a
mahsustur.

[8]- Allah'ım, (vücudumu) güzel yarattığın gibi huyumu da güzelleştir.

[9]- Allah'ım, Muhammed ve onun Ehl-i Beyt'inin hakkı hürmetine, beni
(bu zorluktan) kurtar.

[10]- Bakara/37.

[11]- Ey Allah'ım, her eksiklikten uzaksın sen. Senden başka bir ilah
yoktur; kötü iş yaptım; kendime zulüm ettim; tövbemi kabul et. Çünkü
Sen, çok tövbe kabul edensin ve rahimsin.

[12]- Allah'ım beni zannettiklerinden daha iyi kıl; bilmedikleri
şeyleri affet ve hakkımda söyledikleri şeylerle de benden hesap sorma.

[13]- Allah'ın adıyla; Allah'ım bizi Şeytan'dan ve Şeytan'ı da bana
nasib edeceğin çocuktan uzak eyle.

[14]- Diğer faydalarının yanısıra özellikle yemeğe başlamadan önce ve
yemekten sonra azıcık tuz yemek, sindirim sisteminde ve özellikle
ağızda mikropların gelişmesini önlediğinden bir çok hastalıkların
önlenmesinde etkili bir madde sayılır.

--
Emrolunduğun gibi,dosdoğru ol.
Grup Adresi :beyzade@googlegroups.com
Grup Sayfa Adresi :http://groups.google.com.tr/group/beyzade
Grup Sahibi :beyzade-ower@googlegroups.com
Soru(n)larınız için :beyzadegrup@gmail.com

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
You received this message because you are subscribed to the Google Groups "islami-hassasiyet" group.
To post to this group, send email to islami-hassasiyet@googlegroups.com
To unsubscribe from this group, send email to islami-hassasiyet-unsubscribe@googlegroups.com
For more options, visit this group at http://groups.google.com/group/islami-hassasiyet
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

 




<< Home

ARCHIVES
Kasım 2005 / Aralık 2005 / Ocak 2006 / Şubat 2006 / Mart 2006 / Nisan 2006 / Mayıs 2006 / Haziran 2006 /


Powered by Blogger