islami hassasiyet
Çarşamba, Mayıs 31, 2006
  [islami-hassasiyet] Rasulullah 'dan Müjdeler

"Ey Peygamber! Şüphe yok ki, Biz Seni (ümmetlerin tasdik veya
yalanlamalarına) bir şahit (rahmetimizi) bir müjdeleyici, (azabımızdan) bir
korkutucu; Allah'a, O'nun izni (ve emri) ile (O'na ibadete ve ilahlığını
kabule) davet edici ve nur saçan bir kandil olarak gönderdik." (Ahzab
suresi, ayet: 45-46).

Demek ki Hz. Peygamber (s.a.v.)'in vazifesi, tüm insanlara şahit, mü'min
Müslümanlara müjdeleyici, İslamdan habersiz, gaflet içinde yaşayanlara
uyarıcı olmaktır. Mü'min Müslümanları müjdele! Onlara, Allah'tan büyük bir
mükafat vardır. O mü'minler ki, Allahü Teala'nın, Peygamberi vasıtasıyla
gönderdiği hak din sayesinde bu büyük müjdeye ermişlerdir.
Ebu Eyyub Halid İbn Zeyd el-Ensari (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre, bir
adam: "Ya Resulallah! Beni Cennete götürüp Cehennemden uzaklaştıracak
davranışı haber ver" dedi. Bunun üzerine Hz . Peygamber (s.a.v.) şöyle
buyurdu: "Allah'a ibadet edip, O'na hiçbir şeyi denk tutmazsın. Namazı
kılar, zekatı verir ve akrabanı koruyup gözetirsin" (Buhari, Edeb: 10;
Müslim, İman: 14). Ebu Hureyre (r.a.) dedi ki: "Bedevinin biri Nebi (a.s.)'e
geldi ve: - Ey Allah'ın Resulü! İşlediğim takdirde Cennete gireceğim bir
amel söyler misin? Resulu Ekrem (s.a.v.) de: - Allah'a hiçbir şeyi ortak
koşmaksızın kulluk edersin. Farz olan namazları kılarsın. Yine farz olan
zekatı verirsin ve Ramazan orucunu tutarsın, buyurdu. Bedevi: - Canım kudret
elinde olan Allah'a yemin ederim ki, bu söylediklerine hiçbir şey ilave
etmem, dedi. Adam dönüp gidince, Hz. Peygamber (s.a.v.): - Cennetlik birini
görmek kimi mutlu ediyorsa, şu kişiye bakıversin, buyurdu". (İmam Nevevi,
Riyazü's-Salihin, C.5, Hd. 1215).
Birbirine çok benzeyen bu iki hadiste dikkat edilirse, yapılması halinde
Cennete götürecek amel olarak tevhid, namaz ve zekat, ortaklaşa ve aynı sıra
ile yer almaktadır. İşte Rasulullah Efendimizin buyurduğu gibi, kim şek ve
şüphesiz Allah'a inanır, iman eder, beden vergisi olan namazı kılar, mal
vergisi olan zekatı verir, ahlak esası olan akrabayı koruyup gözetirse,
Cennete girer. Ebu Yusuf Abdullah İbn Selam (r.a.) şöyle dedi: "Ben
Rasulullah (s.a.v.)'i: 'Ey insanlar! Selamı yayınız, yemek yediriniz,
akrabalarınızla alakanızı ve yardımınızı devam ettiriniz. İnsanlar uyurken,
siz namaz kılınız. Bu sayede Cennete girersiniz' buyururken işittim." (İmam
Nevevi, Riyazü's-Salihin, C.4, Hd. 850).
es-Selam: Her çeşit arıza ve hadiselerden salim kalan ve etkilenmeyen,
kullarını her türlü tehlikelerden selamete çıkaran, güven ve esenlik veren,
insanlara huzur ve sükunet bahşeden, Allah'ın güzel isimlerinden biridir.
Bir din kardeşine selam vermekle kişi, Allah'ı da anmış ve zikretmiş olur.
Selam'ın en kısası "es-Selamu aleyküm" demektir. Sadece "selam" demek,
"merhaba", "günaydın", "tünaydın" gibi cümle bile olmayan, bir mana ifade
etmeyen, hatta sabahın karanlığında bile söylenebilen "günaydın" gibi
sözlerin hiçbir zaman "es-Selamü aleyküm"ün yerini tutmayacağını, bu gibi
selamlarla Allah'tan bir sevabın umulmayacağını da hatırlatmak isteriz.
Ebu Davud, Edeb: 132, Tirmizi, İsti'zan 2'de, İmran İbn Husayn (r.a.)'ın
şöyle rivayet ettiğini yazarlar: "Peygamber (s.a.v.)'e bir adam geldi ve -
es-Selamu aleyküm, dedi. Hz. Peygamber, onun selamına aynı şekilde karşılık
verdikten sonra adam oturdu. Nebi (a.s.): "On sevab kazandı" buyurdu. Sonra
bir başka adam geldi, o da: - es-Selamu aleyküm ve Rahmetullah, dedi. Hz.
Peygamber (s.a.v.): "Yirmi sevab kazandı" buyurdu. Daha sonra bir adam geldi
ve "es-Selamu aleyküm ve Rahmetullahi ve berakatühü" dedi. Hz. Peygamber
(s.a.v.) o kişiye de selamın aynıyla karşılık verdi. O kişi de yerine
oturdu. Peygamber Efendimiz (s.a.v.): "Otuz sevab kazandı" buyurdular.
Abdullah İbn Ömer (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre, Rasulullah (s.a.v.)
şöyle buyurdu: "Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık
yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Bir Müslüman, kardeşinin ihtiyacını
gideren kimsenin, Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümandan
dünya darlığını, bir sıkıntısını giderirse, Allahu Teala da o kimsenin
kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir Müslümanın ayıp ve
kusurunu örterse, Allahu Teala da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter."
(Buhari, Mezalim: 3; Müslim, Birr: 58). Hucurat suresi, 10 ncu ayette Allahu
Teala şöyle buyuruyor: "Şüphesiz mü'minler kardeştirler." İnanç birliğinden
kaynaklanan İslam kardeşliğinin gerektirdiği bir takım haklar ve vazifeler
vardır. Mü'minlerin birbirlerini sevmelerine sebep olan şeyler, maddi çıkar
veya dünyevi amaçlar değil, ilahi ve kutsal değerlerdir. İşte bu kardeşlik
duygusu, Müslümanı, Müslüman kardeşine hayır işlerinde yardıma sevkeder.
İşte bu kardeşlik duygusu, Müslümanı Müslüman kardeşinin her türlü darlığını
giderip, sıkıntısını bertaraf etmeye yöneltir. Çünkü küçük bile olsa bir
üzüntü, keder, güçlük ve sıkıntı, bazı insanlar için önemli ve büyük
görünür. Hangi şekilde olursa olsun, yardımcı olmak, destek vermek, moral
vermek bir iyiliktir. Allahu Teala: "Kim iyilik getirirse, ona getirdiğinin
on katı vardır" (En'am: 160) buyuruyor. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)
mü'minlerin her türlü ihtiyaçları ile ilgilenir ve sıkıntılarını giderirdi.
Sahabe, paylaşmayı seven bir topluluktu. İşte bu sayede, İslam kardeşliğinin
en mükemmel örneklerini sergilediler. Hem yaşadıkları hayat boyunca huzurlu
oldular, hem de Allah (c.c.) katında ecir ve mükafatlarını aldılar. Rabbimiz
Allah (c.c.)'dan niyazımız, insanların kendisine kul, sevgili Peygamberinin
müjdelerine nail olanlardan eylemesi…

Ali Çatalyürek

_________________________________________________________________
Real-time chat with your friends - Free download - MSN Messenger
http://messenger.msn.com/?mkt=tr

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
You received this message because you are subscribed to the Google Groups "islami-hassasiyet" group.
To post to this group, send email to islami-hassasiyet@googlegroups.com
To unsubscribe from this group, send email to islami-hassasiyet-unsubscribe@googlegroups.com
For more options, visit this group at http://groups.google.com/group/islami-hassasiyet
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

 




<< Home

ARCHIVES
Kasım 2005 / Aralık 2005 / Ocak 2006 / Şubat 2006 / Mart 2006 / Nisan 2006 / Mayıs 2006 / Haziran 2006 /


Powered by Blogger